top of page
  • Yazarın fotoğrafınazperi

Kültür ve Kültür Tarihi Üzerine

Güncelleme tarihi: 13 Ağu 2020

TDK’ya göre kültür; tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin anlamındadır. Etimolojik olarak ise kelime, Latince cultura’dan türemiştir. Latince colere fiili, ekip biçmek cult ise, toprak anlamına gelir.

Kültür tarihi ise yeni bir buluş olmamakla beraber, çeşitli uygarlıklarda farklı isimler altında hep var olmuştur. 19. yüzyılda “Culture” veya “Kultur” terimi, Britanya ve Almanya’da giderek daha çok kullanılmıştır.[1] Burckhardt’ın 1882’de söylediği gibi, kültür tarihi “belirsiz/müphem bir kavram”dır. Eskiden bu “yüksek kültür” anlamında olup, zamanla “aşağıya doğru” yayılmış , “aşağı” veya halk kültürünü de kapsamaya başlamıştır.[2] “Halk Kültürü” ya da Volkskultur düşüncesi “kültür tarihi” ile aynı yer ve zamanda ortaya çıkmıştır.[3] Ne de olsa bir kültürün varlığı, halk oluşumundan geçer. Ancak önceleri, “halk kültürü” çok önemsenmeyip geri plana itilmiştir. Halk kültürünün bir inceleme alanı olarak ortaya çıkması 1900’lü yılların ikinci yarısında, akademik tarihçilerin araştırmalarıyla başlamıştır.

Halk kültür tarihinin ortaya çıkmasında en büyük unsur ise, iki grup bakış açısıyla şekillenmiştir. Bunlardan biri, kendi kültürlerinin üzerinde bir kültür görmeyen ve kültürün kapsama alanını minimuma indirgeyenlerin olduğu gruptur. Örneğin politika, ekonomi gibi alanların tarihlerini kültür tarihinden saymayıp, yeniliğe dair her şeyi dışlamışlardır. İkinci grupta ise kültür tarihini geniş bir pencereden görme eğiliminde olanlar bulunur. Onlar, kültür tarihini başlı başına bir alan olarak benimseyip incelemeler gerçekleştirmiş, kültürün var olmasını sağlayan birçok şeyi kabul ederek saf dışı bırakmamıştır. Birbirlerine zıt gibi görünse de bu iki grup, kültür tarihinin başlı başına bir alan olarak anılmasında büyük bir paya sahiptir.

Kültür kelimesinin kullanımı son zamanlarda apayrı bir alanı kapsamaya başlamıştır. Eskiden bu terim, yüksek kültürü tanımlamak amaçlı dile getirilirken, şimdiler de günlük yaşanan her şeyi bu alana dahil etmeye başlamıştır. Bunlar, insana dair çeşitli değerlerle beraber şekillenen yaşam tarzlarını dahi bünyesine almaktadır.

Günümüzde antropolojiyle kültür arasındaki kuvvetli bağ, kültür kavramının yeniden biçimlenmesinde büyük rol oynar. Bunun sebebi ise kültür ile insanın artık tamamen bütünleşmiş olmasıdır. Kültür ve insan bağı, özellikle toplumların sınıflandırmasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Şimdileri bir toplumu nitelendirirken, toplumların kültürel seviye ve farklara tabi tutulması ve bunun üzerinden alt kültür, yüksek kültür gibi tanımlamaların yapılır. Bunun ana sebebi ise insanların kendileri dışındaki çevreye dair bir görüşe sahip olma ihtiyacıdır. Kültürel fark kavramının ortaya çıkışı da bu şekilde olmuştur. Bir toplumun kültürünü anlamak, elbette o topluma ait değerleri gidip görmekle bağlantılıdır. Ne var ki bir ülkeyi ziyaret etmek, kültürünü görmek, o kültürün benimsenmesine yol açmaz. Kültür benimsemek bu anlamda yanlış bir tabirdir. Şüphesiz, günümüzde dil eğitimleriyle beraber verilen kültür eğitimleri, bireyler için genel geçer bir bilgi sağlar. Fakat bir kültürün benimsenmesi, kültürün artık bireyle bütünleşmesi demektir ve bu da o kültürün içinde yaşamakla mümkün olur. Çünkü kültür, bir topluma ait alışkanlıkları da kapsar.

Bir diğer açıdan, kültür öğrenmek mümkündür. Bunun içinse kültür eğitimi anlamında araştırmak, bilgi toplamak, bilinçli bir şekilde seyahat etmek gerekir.

Kültür tarihçiliği de bu anlamda yek ve özel bir alandır. Diğer her şeyin tarihi gibi sadece bir alanı kapsamaz, geniş bir kapsam havuzuna sahiptir. İçerisinde barındırdığı değerler, insanoğlunu tüm özellikleriyle var eden değerlerdir. Bu yüzden kültür tarihi değerlendirmesi yapmak için çoklu bir bilgi kümesi üzerinden inceleme yapılmalıdır.

[1] Peter Burke, Kültür Tarihi, 2008, s.8 [2] Peter Burke, Kültür Tarihi, 2008, s.40 [3] Peter Burke, Kültür Tarihi, 2008, s.23

25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page